Medya

Allah! Allah!

Bak şu Allah’ın işine…

Haber, ülkemiz medyasının amiral gemisi olan Hürriyet’in internet sitesinde yer aldı. “Arı kovanlarında esrarengiz olay! Allah yazıp gidiyorlar” başlığını okuyunca meraktan deliye döndüm. Hemen saniyeler içinde beynimde sorular uçuşmaya başladı. Esrarengiz olay ne olabilirdi? Allah yazıp gidenler kimlerdi? Allah, yazısını yazanlar bu davranışlarıyla ne yarar umuyorlardı? Buna benzer soruların sonu gelmiyordu. Aklımda uçuşan soruları bir kenara iterek haberi hızla okumaya başladım. 24 Ekim 2020 tarihli haber şöyle başlıyordu:

Aydın’ın Efeler İlçesi Orta Kayacık Mahallesi’nde konuşlandırılan arılar, kovanlarının içerisine ‘Allah, Hasbinallah’ gibi Arapça yazılar yazıp kovanı terk ediyorlar. İlk defa böylesine ilginç arı hareketleri ile karşılaştıklarını belirten Aydınlı arıcılar, tabiatta hissiyatı en güçlü canlı olarak bilinen arıların bu durumunun önemli bir mesaj olduğunu inandıklarını belirttiler… Arıcılık yapan İlyas Gedik, ‘Arıların kovanlarını açtığımızda Arapça yazılar ile karşılaşmaya başladık. Bu yazılar dikkatimizi çekti ve arıların bize bir mesaj vermek istediklerini düşündük.  Fotoğraflarını çekerek Arapça bilen büyüklerimize ve cami hocalarımıza gösterdik. Onlar da bize Allah, hasbinallah,  Bismillah gibi kelimelerin yazıldığını söylediler.’ diye konuştu.

Yazıyı okurken gözlerimin fal taşı gibi açıldığını hissettim ve haberi saniyeler içinde okudum. Meğerse arılar, Arapça yazı yazıyorlarmış, kovan sahipleri okuduktan sonra da yazıkları yazıları silerek ortadan esrarengiz bir biçimde kayboluyorlarmış. Arıların ölüsü de dirisi de bulunamıyormuş. Haber, arıcı Hakan Sakar’ın yorumuyla şöyle bitiyor:

…Bu iş normal değil. Büyüklerimiz kıyamet alametlerinden birinin de arı ölümleri ve arıların yok olmalarından birinin de arı ölümleri ve arıların yok olmalarından biri olacağını söylüyorlardı. Allah korusun, Allah sonumuzu hayır eylesin ama yavaş yavaş sonumuz yaklaşıyor. Arılar da bize bir mesaj veriyor.

Hürriyet.com./tr/gündem/ari-kovanlarinda-esrarengiz-olay-allah-yazıp-gidiyorlar-41644879

Dondum kaldım. Hürriyet, “amiral gemisi” ünvanını boş yere almadı. Herkesten önce haber atlatarak “kıyametin kopacağı” haberini tüm Türkiye’ye ve dünyaya duyurmuştu. Birden tedirgin oldum. Demek ki yakında kıyamet kopacak, her yer alt üst olacak, benle beraber bütün insanlar ölecek. Ölmeden önce acaba neler yapsam diye düşünürken birden aklıma geldi. Kıyamet kopmadan önce Deccal, sonra Deccal’ı yenmek için Mehdinin gelmesi ve finalde de Hz. İsa’nın gökyüzünden yeryüzüne inmesi gerekmez miydi? Bütün bu süreç tamamlandı da benim haberim mi olmadı? Yoksa, korona ile oyalanırken memleketimin insanları ve bütün dünya büyük bir oyuna mı geldi? Fransa’daki karikatürle ilgili çok çok sert konuşarak Macron’un bir güzel ağzının payını veren Reisimize, “ Kızma, sinirlenme, oyuna gelme, bak benim de bir sürü karikatürüm çiziliyor, bak ben hiç sinirleniyor muyum?” diye konuşan Düzce’li Hasan Mezarcı birden aklıma geldi. Batı basınında, mizah dergilerinde koca peygamberin çizilmedik karikatürü kalmamıştı. ABD’de çevrilen son filmde adamcağızı eşcinsel olarak tanıtmışlardı. İsa olduğunu öne süren Hasan Mezarcı da haklı olarak başkanımızı “provokasyona gelme” diyerek uyarıyordu.

Laf lafı açınca arıların haberinden yerli İsa Hasan Mezarcı’ya kadar geldim. Mehdinin dünyada zuhur etmesinden sonra yapacağı işi çok olan Düzce’li İsa’mızı(!) rahat bırakarak asıl konuya geri döneyim.

 Yazının başında aklıma takılan sorular peş peşe gelmeye başladı. İşte onlardan biri: Habere konu arılar, mesajlarını Arapça vererek okuduğu duanın anlamını bile bilmeyen zavallı vatandaşlarımızı zora sokarak hocaya kadar niye gönderiyorlardı? Türk alfabesi kullanarak Türkçe mesaj verseler dertlerini daha iyi anlatamazlar mıydı? Hemen sol omuzumdan gelen bir ses, “Bu Arapça yazı yazma işini ülkemize iyice yerleşen Araplar yapmış olabilir.” deyince iyice kuşkulandım. Araştırmacı gazeteci olarak Horozlu Ayna adına konuyu derinlemesine araştırmaya karar verdim.

“…Hissiyatı en güçlü olan” bu arı milletinin başka illerde, başka kovanlarda da mesaj vermeleri gerekir diye düşünerek araştırmaya başladım. Araştırmalarım sonucunda kendi payıma çok üzüldüm. Ben de kendimi; uyanık, memleketteki gelişmeleri takip eden, haber atlamamaya özen gösteren, mesleğini iyi yapan biri sanıyordum. Meğerse çok yanılmış, resmen yıllarca uyumuşum. Ülkemizde neler neler olmuş da haberim olmamış.  Arılar mesaj üstüne mesaj yollasalar da benim bu sağır kulaklarım hiç duymamış, gözlerim görmemiş. Bana yazıklar olsun! Bugünden itibaren bir gazeteci olarak kibirlenmeyi bir kenara atıp işimi profesyonelce yapmaya karar verdim.

Çok akıllı, hissiyatlı, çalışkan arılarımız, yıllarca bıkıp usanmadan, hiç yorulmadan dini bütün vatandaşlarımıza durmadan mesaj üstüne mesaj göndermişler. İşte bu gelen mesajları benim gibi gaflet uykusunda uyuyanların bilgisine sunuyorum:

Ahaber.com.tr/yasam/11 Eylül 2017
Yahyalica.com/Kayseri -12 Eylül 2018
Gunes.com/yasam- Zonguldak-16 Nisan 2019
Haberler.com –Hakkari -10 Eylül 2013

Bal peteklerinin dışında her türlü sebze, meyve üstünden de mesajlar gelmiş.)

Ertv.com.tr/ Malatya- kayısı- 5 Temmuz 2018
Prestijgazetesi.com/haber- Van-kabak- 5 Ekim 2017
Sondakika.com/haber- Muğla –Trabzon Hurması- 18 Aralık 2019
Elbistanınsesi.com/güncel –Afşin-kavun-1 Ocak 2012
Sozcu.com.tr/2020/gundem-Nevşehir-yumurta-16 Şubat 2020
Haberdenizli.com – karpuz- Burdur- 30 Ağustos 2016
Açiksozgazetesi.com – karpuzun içi- Tosya -30 Eylül 2011
Haberler.com akvaryum balığı- Erzincan – 30 Mart 2008
Akşam.com.tr/güncel –kuzu -06 Mart 2019
Mynet. Com/ Erzurum -15 Kasım 2010

Erzurum’un Oltu ilçesinde 1930’lu yıllarda hocalık yapan ve “Garip Hoca” ismiyle bilinen Veysel Turan’ın mezarı başındaki kayısı dallarının “Allah” yazması görenleri çok şaşırtıyormuş.

Vansiyaseti.com -Van- sac ekmeği –06 Ekim 2013
Fibhaber.com-Nevşehir – Kemik -2 Mayıs 2017
Hurriyet.com/tr/gündem/Kayseri- karlar eridi- Erciye’te Allah yazısı belirdi.

Arapça Allah yazısı; karpuz çekirdeğinde, kedinin tüy desenlerinde, ineğin vücudunda, biberin üstünde, domatesin içinde, horozun ibiğinde, ağaç dallarında, insanların ellerinde, damar yapılarında hatta yediği kekin içinde bile var.

Sade vatandaşın yediği kekte bile “Arapça Allah Yazısı” çıkarken Türkiye’nin İmparatoru İbrahim Tatlıses, bu imtiyazlı durumdan mahrum kalamazdı. Allah ona da kutsal elini uzatarak seçkin kullarından eyledi.

Son yıllarda muhafazakar düşüncelere dalan vatandaşımız, baktığı her yerde, her nesnede Arapça Allah yazısı görmeye başladı. Medyamız, “…falanca şeyde Allah lafzı belirdi.” haberini yüzlerce kez yaptı. Medyanın mı yoksa vatandaşın mı birbirini tetiklediği bilinmez bir şekilde her yıl artarak medyada yer buluyor. Haberlerin yeni Osmanlı çalışmalarıyla uyumlu bir biçimde devam etmesi akla başka şeyleri getiriyor. Yazının başında sorduğum gibi bazı sorular yanıtlanması için ortada bekliyor:

Her dili bilen Allah,  neden Türk insanına bilmediği bir dilde mesaj gönderiyor?

Başka ülke insanlarına neden Arapça mesaj göndermiyor?

Her türlü gücü, kudreti olan Allah, uzayı, galaksileri, gezegenleri bırakıp neden karpuz çekirdeği, domates, biber, yumurta gibi şeylerle uğraşıyor?

Muhafazakar  medyada yer alan bu haberlerin, Sözcü, Cumhuriyet gibi haber sitelerinde de yer bulmasını nasıl değerlendirmek gerekir? Ülkemizdeki kurumların, partilerin geçmişe göre daha fazla tutuculaştığı ve laik olan, dünyevi düşünen kesimlerin de bu gidişe ayak uydurduğunu görüyorum.  Bunun sonucu olarak doğal olan şeylerden olağanüstü sonuçlar çıkarma davranışlarının solda da prim yapıyor. Aşağıda resmi görülen kayalık üstüne Atatürkçü çevrelerde epeyi yorum yapılmış.

Ardahan’ın Damal ilçesinde bulunan Karadağlar’ın eteğinde her yıl güneş ışıklarının dünyaya geliş eğimine göre oluşan gölge Atatürk’e benzetiliyor. Bu Atatürk silüetini görmek için binlerce insan o gün, orada toplanıyor.

Balıkesir’in Gömeç ilçesindeki Atatürk Kayalıkları turistlerin ilgisini çekiyor. Belediyece yapılan çevre düzenlemesi sayesinde zirve tırmanışları düzenleniyor.

Bu tırmanışlara katılan bir Atatürkçümüz, “Atatürk’ün burnu üstünde(!)” elindeki bayrakla sanki Himalaya’nın zirvesine tırmanmış gibi poz veriyor.

Dünyada son yıllarda bilim alanında baş döndürücü sonuçlar alınıyor. Yapay zeka, nano teknoloji, iletişim gibi alanlardaki buluşlar uygulamaya konuluyor. Uluslararası tekeller, emperyalist devletler kurmak istedikleri dünya egemenliği projelerinde bu buluşları araç olarak kullanırken, ülkemizde ise eğitimde biyoloji, fizik, kimya vb. dersler azaltılarak inançlara dayalı bir eğitim modeli uygulanıyor. Böyle bir eğitim modeliyle çağı yakalamak şöyle dursun, Orta Çağda tutunmak bile zordur. İnsanlığın medeniyet serüvenini iyi bilen Atatürk: “…Benim manevi mirasım ilim ve akıldır.” diyerek bize gidilmesi gereken yolu göstermişti. Fakat ondan sonra gelen yöneticilerin tümü,  ulusumuzu karanlığa itecek olan projelerin görevlisi olarak çalıştılar. Bugün ülkemiz medyasına baktığımızda bu medyanın tümüyle sermayenin ve uluslararası tekellerin kontrolünde olduğunu görüyoruz. Yukarıda ele aldığım haberlere benzer haberlerin binlercesi her gün bu merkezlerde üretildiği gerçeğini hiçbir zaman akıldan çıkarmamamız gerekir.

Yazar hakkında

Yağmur Bayraktar

Yorum bırak

  −  1  =  5

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.