Genel

Hangi Vatandaş?

Kavramlarla oynayarak akılları karıştırıyorlar.

08 Eylül 2021 tarihli Sözcü gazetesinde şöyle bir haber yer aldı:

Afganlar Türkiye vatandaşlığına mı geçirildi? Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden açıklama…

10 Eylül 2021 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında şöyle dedi:

AKP’ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim; bunların 3 yıllık planına göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak her gün 79 milyon dolar faiz ödeyeceğiz. …

Afganlar ve faiz ödeme konuları bir yana, üstünde duracağım şey vatandaşlık konusu olacak. Tele1, Halk TV, KRT gibi kanallarda ülkede olan gelişmeleri yorumlayan konuşmacılar, CHP sözcüleri, HDP ve sol parti çevreleri konuşmalarında vatandaşları; “Türkiye vatandaşı veya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” tanımlıyorlar.

Oysa bizim hukukumuzda böyle bir ifade yok.

Anayasamız, vatandaşlığı “Türk vatandaşı” olarak tanımlar. Anayasanın 66. maddesinde “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. …” der.

Bir başka maddede sporla ilgili düzenleme yapılırken şöyle bir cümle kurulmuş:

Madde 59: Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır,sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.

Anayasanın tümünde vatandaş derken Türk vatandaşı ifadesi kullanılmış. Hemen burada özellikle sol çevrelerden; “Biz, 12 Eylül faşist cuntasının yaptığı Anayasaya karşıyız. Onun yapılış şekline de, içeriğine de katılmıyoruz.” gibi bir ifade gelebilir. Darbeci Kenan Evren’in yaptığı 82 Anayasası’nı bir kenara koyarak daha önceki anayasaların bu konuda ne dediklerine kısaca bir bakalım.

1921 Teşkilat- ı Esasiye (1921 Anayasası):

Madde 88: Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla (Türk) ıtlak olunur. …

1937 yılında 88. madde şöyle değiştirildi:

Madde 88: Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese ‘Türk’ denir. …

Anayasaların içinde “en ilerici, en çağdaş” olanı olarak tanımlanan 1961 Anayasasıda şöyle diyor:

Madde 54: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür…

Görüldüğü gibi tüm anayasalarımızda vatandaşlığı tanımlarken Türk vatandaşı tanımı kullanılıyor.

Bunun ırkçılıkla, faşizmle, milliyetçilikle bir ilgisi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın yıkılması ve yurdun işgal edilmesi üzerine Kurtuluş Savaşı’yla kurulmuştur. İşgale karşı direnen ve zafere ulaşan Türk ulusu, devletini de bir ulus devlet olarak şekillendirdi. En üst yasal metin olan anayasada devrimi yapan ulusun kendi kimliğini kayda geçirmesi gayet doğal bir davranıştır. Dünyada ulus devlet olarak şekillenmiş devletlerin tümü de böyledir.

Türk ulusunun bir devlet olarak örgütlenmesini bir türlü kabullenemeyen bazı etnik çevreler, Türk ulus devletini yıkmak ve bozuma uğratmak için çaba harcıyorlar. Ayrıca emperyalizm Anadolu’da Türk ulus devletinin kuruluşunu ve varlığını bir türlü kabullenemedi. Türkiye’de var olan etnik çevreleri örgütleyerek Türkiye’yi federal bir sisteme razı etmeye çalışıyor. Orta Doğu’da gevşek; idari, ekonomik, kültürel yönden ayrışmış bir devlet ancak Suriye veya Irak gibi bir devlet olur.

Televizyonda, kürsüde çok tutarlı olduklarını öne sürerek; Atatürkçü, Aydınlanmacı, ilerici, devrimci, çağdaş gibi sıfatları kendisine yakıştıranlar Atatürk’ün kurduğu ulus devletini yıkarak emperyalizmin isteklerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.

Türk ulusu kavramını hukuk metinlerinden çıkarmaya çalışmak karşı devrimciliktir.

Mecliste grubu bulunan tüm partiler ağız birliği etmişçesine Anayasadan Türk ulusu kavramını silmeye çalışıyorlar.

AKP ve MHP’nin son günlerde hız verdiği Anayasa çalışmalarından dışarı sızdırılan bilgilere göre “Yeni Anayasada etnik vurgu olmayacak.” deniliyor. Yani, “Türk” vurgusu olmayacak. AKP ve MHP 1923’te seçim kampanyasında kamuoyunun bilgisine sunulacak Anayasa taslağı içinde Türk sözcüğü yer almayacağı haberlerini daha bugünden okumaya başladık. İki yıl sonra yapılacak seçime kadar daha şimdiden Türk’süz anayasaya kulaklar alıştırılmaya çalışılıyor.

Muhalefetin ise bu konudaki gerçek niyetlerinin ne olduğu ortaya dökülmüştü. CHP, HDP, İYİ Parti, ve Saadet Partileri 2018 yılında ortak olarak yürüttükleri Anayasa çalışmaları basına sızmıştı. Hazırladıkları ve imzaladıkları metinde şöyle diyorlardı:

…20 – Vatandaşlık tanımı, etnik kimliğe vurgu yapmaksızın ‘Türkiye Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı herkese Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı denir’ biçiminde dönüştürülmelidir.

Yukarıda yer alan partilerden özellikle CHP ve İYİ Parti yetkilileri yaptıkları gizli çalışmaları ve hazırladıkları metni inkar etmişlerdi. CHP adına görüşmelere katılan İbrahim Kabaoğlu, hazırladıkları metni ve görüşmeleri doğrulayınca ilgili çevreler suspus olmuşlardı.Görünen o ki CHP’li yetkililer her gün basına yaptıkları açıklamalarda bu metne sadık kalarak Türk vatandaşı yerine Türkiye Vatandaşı diyerek gerçek düşüncelerini açığa vuruyorlar.

Türk ulusuna karşıtlık üzerinden Atatürkçülük, devrimcilik, çağdaşlık, ilericilik olmaz. Olsa olsa ancak emperyalizme uşaklık olur. Her gün televizyona çıkıp, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları…” diye laflar edenler ya tescilli Türk düşmanıdır ya da ne dediğini bilmeyen ahmak.

Yaklaşık 100 yıl önce Türk ulusu, Osmanlı’nın yıkıntıları üzerinde; çağdaş, ilerici, bilimin yol göstericiliğini kabullenmiş, çağ dışı kalmış tekke ve zaviyeleri kapatarak laik bir devlet içinde halkçı bir bakış açısıyla modern bir devleti yaratmıştır. Doğru bir önderliğin 15 yıl gibi kısa bir zaman içinde neleri başardığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Atatürk’ten sonra iktidara gelenler yapılan devrimi satarak emperyalizmin egemenliğine girdiler. Emperyalizm ve ortakları, Türkiye’yi adım adım her yönleriyle diğer Müslüman ülkelere benzettiler. Özellikle son 20 yılda yaşadığımız gelişmeler, Cumhuriyetin temel değerlerinin ne kadar önemli olduğunu bizlere hatırlatıyor.

Türk toplumu elindeki değerleri yitirdikçe Atatürk’ü daha bir sever oldu.

Atatürk’de sembolleşen değerler bu toplumun ortak değerleridir. İktidardaki güç, bırakalım karşıtı gördüğü çevreleri bir yana kendi taraftarlarının gönlünden bile Atatürk’ü silemedi. O yüzden yaptıkları parti toplantılarında Atatürk resmine yer vermek zorunda kalıyorlar.

Bugün Anayasanın başlangıç bölümünde yer alan ifadelerin dışında hiçbir görüş toplumu birleştiremez.

Anayasadan; Türk ulusunu, Türk kimliğini, laikliği, Atatürk’ü, sosyal devleti çıkarmaya çalışanlar Türkiye’yi bölmeye çalışan etnik milliyetçiler, TÜSİAD gibi iş çevreleri ve emperyalizmdir.

Anayasanın başlangıç bölümünde yer alan ifadeler bu toplumun çimentosudur. Bu bölüm değiştirildiğinde dağılma kaçınılmazdır. ABD, Irak’ı işgal ettiğinde oradakilere ısrarlı bir biçimde yazılacak anayasanın etnik ve mezhep temelli olmasını dayattılar ve öyle yaptılar.

Sonuç ortada…

Aynı dayatmayı etkiledikleri partiler, örgütler üzerinden Türkiye’de de yapıyorlar.

Küresel kapitalist çete, dünyada ulus devlet istemiyor. Bunu da açık açık ifade ediyorlar. Ulus devletleri küresel egemenliklerinin bir engeli olarak görüyorlar.

Televizyonda, basında ısrarla Türk vatandaşı yerine “Türkiye vatandaşları” nutuk atanlar ne Cumhuriyetin ne de Atatürk’ün dostları olamazlar. Hukuki terimleri değiştirerek laf cambazlığı yapanların, emperyalist planların gerçekleşmesi için bilerek veya farkında olmadan hizmet ettiklerini aklımızdan hiç çıkarmayalım.

Yazar hakkında

Sumru Marmara

Yorum bırak

9  +  1  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.