Sizden Gelenler

Deli İbrahim’in Torunu..

Bizim memlekette böylesi de var.

[g1_dropcap size=”m”]S[/g1_dropcap] ayın Okuyucular, Sizden Gelenler bölümünde ufak bir değişiklik yapmaya karar verdik. Bu bölümde; sizlerden bize gelen yazılara yer verdiğimiz gibi medyamızda yer alan günlük köşe yazılarına da yer vereceğiz.

“Neden köşe yazıları?” sorusunu şöyle yanıtlayabiliriz:

Bildiğiniz gibi, Basın İlan Kurumu verilerine göre Türkiye’de 821 günlük gazete yayınlanıyor. Bir o kadar da dijital yayıncılık yapan haber, yorum sitesi var. Bu kurumlarda yazılarıyla insanlara düşüncelerini aktaran binlerce köşe yazarı var. Ünlü – ünsüz binlerce yazarımızın yazdığı yazılar biriktiğinde kocaman bir yazı denizini meydana getiriyor.

Bu kadar yazının okunmasına olanak yok. Buna ne zaman yeter, ne de akıl.

İşte bu yüzden var olan yazı havuzundan bir seçki yaparak önemli bulduğumuz yazıları sizlere sunmak istiyoruz.

Çok değerli düşünceleri içinde barındıran bu kıymetli yazılar unutulmasın ve daha fazla insana ulaşsın istiyoruz.

Bu amaçla ilk olarak, “Yeniden Osmanlı” gazetesi köşe yazarı, İbrahim Çelebizade’nin “İngiliz İpi” başlıklı köşe yazısını sizlere sunuyoruz.

İbrahim Çelebizade, kendisini Osmanlı Hanedanı mensubu olduğunu belirterek bizim “Deli İbrahim” olarak tanıdığımız Sultan İbrahim’in 5. kuşaktan torunu olduğunu iddia ediyor.

Yeni Osmanlıcılığın moda olduğu bu zamanda hanedan mensubu olan birinin yaşadığımız bu günlerdeki sorunlara yaklaşımını öğrenmek bizlere çok şeyler katacağına inanıyorum.

İyi okumalar…


Yeniden Osmanlı Gazetesi Köşe Yazarı
İbrahim Çelebizade

İNGİLİZ İPİ

Sultan İbrahim

Kıymetli okurlarım, son günlerde olan hadiselerle ilgili düşüncelerimi, siz okurlarımla paylaşmak istiyorum.

Önce birincisi ile başlayayım.

Hariciye Vekilimiz Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Alman yetkilileriyle yapılan görüşmelerin ardından yapılan basın açıklamasında bakanımız Çavuşoğlu, “Bu yaz Alman vatandaşları gönül huzuru içinde tatil yapmaya Türkiye’ye gelebilirler. Çünkü Almanlar zarar görmesin diye her Alman’ın görebileceği vatandaşımızı aşılayıp, çamaşır suyuna banacağız. Türkiye’ye gelen Almanların, steril bir ortamda tatil yapmalarını sağlayacağız.” deyince kıyamet koptu.

Bazı şom ağızlar yine açtılar ağızlarını başladılar konuşmaya…

Neymiş efendim bu demeçle Çavuşoğlu, vatandaşımızı aşağılıyormuş.

“Almanlar bizden kıymetli mi?”, “Biz sömürge memleketi miyiz?” gibi sorularla saçmalamışlar.

Bu meseleye nasıl yaklaşmalıyız?

Birincisi, şu an; memleketin acil paraya ihtiyacı olduğu bir gerçek.

Para kimde?

Tabii ki Almanlarda…

O vakit, politikada kıvrak olmak lüzumludur.

Paraya kavuşmak için böyle laf cambazlıkları yapmak ülkeler arasındaki münasebetlerde caizdir.

Adamların egosunu şişirelim ki bize ihtiyacımız olanı versinler.

Hem onlar mutlu olsunlar, hem de biz istediğimize kavuşalım.

Mesele bu kadar basittir.

İkinci olarak Almanlar, her zaman bizden üstün bir yerde sahip olup bizi dönem dönem yönetmiş üstün bir millettir. Tevazu göstermeye hiç gerek yok!

Hatırlayın, adamların reklamları bile ne diyor?

Üstün Alman Teknolojisi”

Sloganda virgül var mı?

Yok!

Üstün Alman, teknolojisi” dersek Almanların üstünlüğünü söylemiş oluruz.

Üstün, Alman teknolojisi” dersek teknolojilerinin üstünlüğünü kabul etmiş oluruz.

Sonuçta ne dersek diyelim, bu slogan bize Almanların üstünlüğünü söylüyor.

Slogandan Alman’ı çıkarıp, yerine “Türk” yazalım.

Üstün Türk teknolojisi”

Her şeyine iddiaya girerim. Bu sloganı duyan 82 milyon vatandaşımız, bu cümleyi duyduğunda ağzınla değil .ötünle güler.

Alman’a değil de Türk’e sıra gelince niye gülüyor?

Çünkü milletçe biz, Almanların üstün olduğuna iman etmişiz.

İşte büyük devlet olmak böyle bir şey.

Çünkü, bir büyük devlet, kendisinden daha aşağıdakilere bu fikri benimsetemeden onları yönetemez.

Gelelim ikinci hususa…

Efendim, son günlerde bizim medyamız Türkiye’de tatil yapmakta olan bir İngiliz’i diline doladı.

Neymiş efendim, bu şahsiyet, maske takmıyormuş. Maskesiz ortalıkta gezinip duruyormuş.

Bu adama bizim polisimiz, “maske tak!” diye musallat olmuş.

Polise diyorum; ‘Yahu kardeşim sizin hiç mi işiniz yok! Gidin bizim vatandaşlarla uğraşın. Onları denetleyin.’

Turisti sıkboğaz etmeyin!

Bu adamın milleti, dünyayı 300 asır yönetmiş ve şimdi de yönetiyor.

Üstün bir milletin vatandaşı olduğundan ve kendini bizden üstün gördüğünüzden dolayı da bizim kurallarımıza uymak istemiyor.

Bizi aşağıda görüyor.

Haklı mı?

Haklı…

Osmanlı’yı savunan büyük şahsiyetlerimiz de rahatsız ettiğimiz İngiliz gibi düşünüyordu.

Eskiden “Asılacaksan İngiliz ipiyle asıl!” diye bir atasözümüz bile vardı.

Gelenektir, biz İngiliz’i pek çok severiz.

Dünyayı yöneten büyük devletler ve onun milletlerine biad etmek icab eder. Biz geçmişte atalarımızdan böyle görmüştük. Atamız Osmanlı da bu zihniyetle hareket etmişti.

Yeni Osmanlı geldiğinde oynamış olan taşlar, yerli yerine oturacak.

Yine Almanlarla, İngilizlerle özellikle Amerikalılarla aramız çok iyi olacak.

Onlar diyecek, biz yapacağız.

Memleketimizde mutlu ve müreffeh içinde yaşayacağız.

Dostlarımız, bizim her türlü derdimize derman olacaklar.

Boş işlerle uğraşıp aklımızı yormayalım.

Dostlarımıza güvenelim.

Selametle kalın…

İBRAHİM ÇELEBİZADE

Yazar hakkında

Sezer Kılavuz

Yorum bırak

99  −  90  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.