Medya

Seçimi kim kazanacak?

Söyle bana liderini, söyleyeyim sana kim olduğunu.

Tüm gazetelerin ortak konusu, Erdoğan’ın rakibi kim olacak?

Televizyonun karşısına oturuyorum, aylardır koca koca adamlar yukarıdaki sorunun yanıtını bulmak için tartışıyorlar.

Ortalıkta üç adayın ismi geçse de Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu üzerinde odaklanılıyor. Kamuoyu araştırmalarında en çok oyu alıp birinci turda kazanmasına rağmen Mansur Yavaş’ı bazı güç odakları istemiyor. Sağda ve soldaki gündemi belirleyen güçler, iki adayı kıyasıya yarıştırıyorlar.

Her gün, her saat gündemde kalan iki aday da seçim havasına girdiler.

Kılıçdaroğlu her fırsatta cumhurbaşkanı seçildiğinde yapacaklarını sıralıyor.

İmamoğlu da ondan aşağı kalır mı? “Ben gencim, bu omuzlar daha çok yük taşır.” diyerek adaylık sinyalleri veriyor.

Adaylar aynı partiden olunca CHP’de şu anda kazanlar fokur fokur kaynıyor.

Partililer adayını belirlemiş ve onun için var güçleriyle çalışıyorlar.

Haliyle gazeteler, televizyonlar da saflarını belirlemişler.

Sabah gazetesi de oturmuş bunun çetelesini tutmuş. Mahmut Övür adlı köşe yazarının yazdığına göre medyadan Gürkan Hacır, Barış Yarkadaş, Can Ataklı, Emre Kongar, Merdan Yanardağ, Emin Çölaşan, Aytunç Erkin Kılıçdaroğlu’nu destekliyorlarmış.

İsmail Küçükkaya, İsmail Saymaz, Soner Yalçın, Şirin Payzın, Özlem Gürses, Murat Sabuncu, Mehmet Tezkan, Deniz Zeyrek, Şaban Sevinç, Sibel Kabaş, Yılmaz Özdil, Uğur Dündar, Fatih Altaylı da Ekrem İmamoğlu tarafında yer alıyorlarmış.

Televizyonlardan TELE1 ve KRT Kılıçdaroğlu, Halk TV de İmamoğlu yanında yer alıyormuş.

Ayrıca belirteyim ki, AB ve ABD de İmamoğlu’nu istiyor.

Gördüğüm kadarıyla İmamoğlu taraflarları daha ağır basıyor.

Anlaşılan o ki sol cenah ikiye bölünmüş durumda. Bu saflaşmanın CHP içinde nelere yol açacağını önümüzdeki günler içinde hep birlikte göreceğiz.

Hariçten gazel okuyan biri olarak, her iki adayın da Tayyip Erdoğan karşısında hiçbir şanslarının olmadığını hemen belirtmeliyim.

Her ikisi de yanlış aday…

Neden böyle dediğimi biraz sonra açıklayacağım.

Fikrimi açıklarken öyle uzun uzun siyasi tahlillere de girmeye hiç niyetim yok!

Her şey apaçık ortada…

Sizi cenaze törenlerine götüreceğim. Cenaze deyince Eski Türkiye’nin cenaze töreni değil, bildiğiniz ölümlü insanların törenleri… Ölen ünlü biri olunca politikacılar bu tür fırsatları hiç kaçırmayıp hemen en önde yerlerini alıp saf tutarlar.

Aşağıdaki fotoğrafta Kemal Kılıçdaroğlu gelmiş, sırada yerini almış. Erdoğan da Cumhurbaşkanı olarak sonradan gelip yerine doğru ilerliyor. Yürürken de Kemal Kılıçdaroğlu’nun önünden geçiyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzündeki ifadeye dikkatlice bakın.

Bu yüz, size ne anlatıyor?

Alttaki fotoğraf ise bir başka törende çekilmiş. Kadraja bu kez, Ahmet Davutoğlu da girmiş. Altılı masanın iki elemanın yüzünde aynı ifade.

Allah aşkına soruyorum, bu yüzün sahipleri muktedirin elinden sarayını alabilirler mi?

Ondan hesap sorabilirler mi?

Kılıçdaroğlu, otoriter bir öğretmenin önünde sınıfın camını kırmış suçlu öğrenci gibi gözünün ucuyla suçlu suçlu bakıyor. Meclisteki grup toplantısında yumruk savuran, bas bas bağıran Kemal Kılıçdaroğlu’ndan hiç mi hiç eser yok!

Gelelim İmamoğlu’na…

Yine bir cenaze töreni…

Başkan Erdoğan, her zamanki gibi geç gelerek yerine doğru ilerlerken bu kez İmamoğlu’nun önünden geçiyor. İmamoğlu’nun suratı perşembe pazarı gibi, içinde esen kötü duygular yüzüne yansımış. Dokunsan ağlayacak gibi…

Ama o ne? Erdoğan, koskoca İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun elini sıkmıyor. Onu görmezden gelip, pas geçiyor.

İmamoğlu’nun içinde fırtınalar kopuyor. Dokunsan hüngür hüngür ağlayacak. İçinden gelen sese uysa, hemen Tayyip Bey’in boynuna sarılıp, “Abi, ben sana ne ettim ki beni adam yerine koymuyorsun? Benden sevgini, şefkatini esirgiyorsun.” diye feryat edecek.

İyi bir tiyatrocu değilsen, içinden gelen duygularını saklaman zordur. Duygularını gizleyemezsin, gelir gözlerine, dudaklarına, yüzünün çizgilerine oturur. Kovsan da gitmezler sana egemen olurlar. Gerçi politika oyununda binbir suratlı kaşarlanmış oyuncular, bu sorunun üstesinden gelmişlerdir. Anlaşılan bizim iki adayın bu konularda büyük eksikleri var.

Ne Kılıçdaroğlu ne de İmamoğlu Tayyip’in asla rakibi olamaz.

Önların her ikisi de Tayyip’ten ödleri kopuyor. Onlar ancak mahallenin çocuğu gibi rakibinin olmadığı alanlarda, kendi mahallelerindeki taraftarları önünde esip, savururlar.

Böyle korkak, pısırık liderlerden bi … çıkmaz.

Geçen seçimde bizi Ekmeleddin’e mecbur etmişlerdi.

Bu kez de 2. Ekmeleddin’i önümüze lider olarak koyuyorlar.

Hiçbir kuralın, yasanın geçerli olmayacağı bu seçimde, böyle korkak liderlerle ancak nal toplanır.

Siz, siz olun, sağlı sollu satılmış medyanın gazına gelerek boş hayaller kurup, büyük aldanışları yaşamayın.

Benden söylemesi…

Yazar hakkında

Candan Yılmaz

Yorum bırak

5  ×  9  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.