Haberler

Konstantinopolis’de Byzantium Rüzgarları…

Defile deyip geçmeyin…

Moda tasarımcısı Özgür Mansur, alışılagelmiş couture kalıplarını yıkarak, sektöre yeni bir bakış açısı kazandıracak 65 parçalık Byzantium  koleksiyonunu, Tersane İstanbul’da gerçekleştirdiği defileyle sundu.

Defileye aralarında Yıldırım Mayruk, Burcu Esmersoy, Çağla Şikel, Özge Ulusoy, Ezgi Mola, Hande Ataizi, Nebahat Çehre, İbrahim Kutluay, Edvina Sponza,  Özge Özpirinççi’nin de bulunduğu sanat, moda, cemiyet hayatından çok sayıda seçkin davetli katıldı.

Yapılan etkinlik, haber ve moda sitelerinde aynı cümlelerle şu şekilde sunuldu:

“Tarihimizin kalıntılarının incelenmesi gerektiğini savunarak yaşadığı topraklardan ilham alan tasarımcı, Bizans şehir hikayelerini  tasarımlarına taşıdığı Byzantium koleksiyonunu, sanat  tarihçi ve akademisyenlerle bir arada gerçekleştirdiği üç yıllık bir ar-ge çalışması sonrasında tamamladı.

Birçok döneme referans olan Bizans’ı, Bizans halk-saray-kadın kavramlarını, çocukluğundan bugüne yapılan Bizans öğretilerini ardına alarak inceleyen Özgür Mansur,  bu  koleksiyonda  dönemin  şehir     hikayelerini  günümüz  teknolojisi ve modern hayatının siluetleriyle özdeşleştiriyor.

 Koleksiyonda  Bizans  İmparatorluğu  içinde  yaşanmış   aşk  hikayelerinden  savaşlarına    kadar her dönem ve durum irdeleniyor. Tasarımlarında yer verdiği feminen enerjiye Bizans ile maskülen ivmeler katan Mansur, mozaikler, avizeler, dönem çalgıları, freskler, zırhlar, taçlar gibi dönemin tarihi her bir unsurunu, nesnelerin güncellemelerini kullanarak yorumluyor.  Uğurhan  Akdeniz’in    koreografisini  üstlendiği  Show’un styling’ini  Burak Sanuk  üstlendi. Defilenin backstage sponsorları Dyson  ve  M.A.C  kuliste yerini aldı ve Bizans siluetlerinin modernize formlarını hayata geçirdi. Defilenin, tüm saç tasarımları Dyson  stylisti ünlü saç tasarımcısı İbrahim Zengin ve ekibi tarafındn Dyson Supersonic  saç kurutma makinesi kullanılarak hazırlandı.”

Tarihi mekânda gerçekleştirilen etkinlikte davetliler,  günün   konseptine  kendilerini  kaptırıp, yüzlerce yıl geriye giderek adeta Bizans’ın muhteşem günlerini içlerinde  hissettiler. Konstantinopolis’in sokaklarında yürüyerek, o tertemiz havasını ciğerlerine doldurarak, trafik sıkışıklığı gibi bir derdin olmadığı dünyanın incisi şehre bir daha aşık oldular.

Moda dünyasında yeni bir çığır açan defilenin tasarımcısı Özgür Mansur’u çok önemli bir şahsiyet telefon ederek kutladı. Bu sırrı ilk kez ben yazıyorum. Çok güvenilir bir kaynağımdan aldığım bilgiye göre; Konstantinopolis  Ekümenik  Patriği  Bartholomeos : “Beyefendi  sizi kutlarım, çok doğru yoldasınız. Atatürk diye anılan şahsiyetin, Konstantinopolis olan adını değiştirerek İstanbul yaptığı şehrin,  tekrar Konstantinopolis olduğu günlerde Bizans’ı yaşama dileğiyle sizi tekrar kutlarım.” demiş.

İş böyle olunca, ben de buradan haddim olmayarak bir öneride bulunmak istiyorum.  Eski medeniyetleri günümüzün modern çizgileriyle ustaca buluşturup harika sonuçlara imza atan Mansur      Bey, Byzantium’ dan sonraki  ikinci Show’unun  adını  Pontus olarak koysun. Bizans İmparatorluğu’ndan sonra ki etkinliğin Pontus Rum İmparatorluğu topraklarında yapılması çok isabetli olacaktır.  Trapezus şehrinde,  Sümela  Manastırı’nda  tarihi atmosfer içinde görkemli bir aktivite olacağından çok eminim.  Bu sanatsal gösteriye;  Bartholomeus,   Vatikan’dan Papa Franciscus  ve bizim Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da davet edilir, katılmaya ikna edilirlerse çok muhteşem bir olay olur. Üç büyük inancın temsilcilerinin bir araya geldiği buluşma, dinler arası diyaloğa ve dünya barışına hizmet ettiği gibi moda etkinliği,  dünya çapında bir gösteriye dönüşür. Dünyanın bütün haber kanalları Trapezus’a akar. Karadeniz’in özelde Türkiye’nin tanıtılmasında çok faydası olur, turizm patlar, krizde olan ekonomi de düzlüğe çıkar. Memleket menfaatlerine uygun olan böylesi bir etkinliğe Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da olur vereceğinden eminim. Mansur Bey, önerimi değerlendirip projenin gerçekleşmesi için adım atarsa detaylar konusunda yardımcı olabilirim. “Hayır! Türkiye’de olmaz, tepkilere neden olur. En başta Karadenizliler karşı çıkarlar” gibi düşünceler öne sürenlere ben de:

Hayır! Gönlünüzü ferah tutun! Bizim millet, çocuk oyun hamuru gibi oldu. İsteyen istediği gibi şekillendirebilir, istediğini yapabilir derim. Karadeniz’de Araplar fındık bahçelerini, yaylaları satın alıp kapatmadılar mı? Kimin sesi çıktı? Kim ne dedi? Parayı bastıran istediğini yapabilir bu memlekette. Yapılan iş, ister iyi niyetli olsun, ister kötü niyetli olsun;  “turizm gelişecek, ülkemize para girecek” sloganlarıyla süslersen, başta medyamız ve de halkımız elleri patlarcasına alkışlayıp desteklerini sunarlar.

Uzun lafın kısası, Özgür Mansur Bey! Bende proje çok! Siz yeter ki “olur” deyip benimle irtibata geçin. Bu işten çok kârlı çıkacağınıza garanti verebilirim. Samimi olmak gerekirse, aynı garantiyi memleket için vermek oldukça zor.

Yazar hakkında

Yonca Fırat

Yorum bırak

  +  16  =  24

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.