Haberler Medya

Ümmete Yeni Yıl Hediyesi

Varlığımız ümmete armağan olsun.

Müjdeli haberi ilk veren Hürriyet oldu.

 Aynı haberi iki saat sonra a HBR, bütün millete duyurdu.

Geçen yılın başlarında ilk kazma vurulmuştu. Bir yıl gibi kısa bir zaman içinde istenilen hedeflere ulaşıldı. Tamı tamına 50 bin konut yapıldı. Bu konutlarda oturanlar beş kuruş bile vermeden evlerinde paşa paşa oturacaklar. Yapılanların  yalnızca ev olduğunu sanıyorsanız ciddi olarak yanıldığınızı hemen söyleyebilirim. Elli bin konutta oturacak insanlar için alışveriş merkezleri, okul, hastane, çocuklar için oyun parkları, kadın merkezleri, sosyal alanlar da yapılacak. Tüm bu mekanlardan faydalanmak da ücretsiz olacak.

Peki, bu yeni şehir yurdumuzun neresinde kuruluyor ?

Lafı uzatmadan hemen söyleyeyim, memleketimizin İdlib vilayetinde yapılıyor. Çoğa varmaz bir-iki ay içinde tüm yapılacaklar tamamlanıp Arap milletimizin hizmetine sunulacak.

“Bu kadar büyük bir işin finansmanını kimler sağladı?” gibi bir soru aklınıza gelip soracak olursanız bu sorunun da yanıtını hemen vereyim.

Biden, Merkel, Putin gibi dünya liderlerini kıskançlıktan çatlatıp ama içten içe hayran bıraktıracak  bir  başarı öyküsünün altında; AFAD, Türk Kızılayı, Sadaka Taşı, Hayrat, İnsani Yardım Vakfı (İHH), Deniz Feneri, Türkiye Diyanet Vakfı, Yedi Başak İnsani Yardım Derneği, İstanbul Fetih Cemiyeti, KIYAMDER, Beşir Derneği ve Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı’nın imzaları var.

İdlib’de Arap milleti için şehir kurulduğu haberi yurdun her tarafına dalga dalga yayıldı. Haber kanalları ilgili haberi birinci haber olarak verdiler. Herkesin göğsü kabardı, gözü yaşardı. Nasıl sevinç duymaz insan? Düşünsenize bir kere;

İstanbul Fetih Cemiyeti, İstanbul’un fethini tamamlayıp şimdi de Suriye topraklarının fethini gerçekleştiriyordu.

Deniz Feneri;hakkında uydurulan hırsızlık, yolsuzluk iftiralarına inat, deniz olmayan yere bile fener dikiyordu.

Diyanet Vakfı; hizmetini artık tüm dünyaya buğday taneleri gibi serpiyordu.

Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı’nın başındaki muhterem zat, Cübbeli Ahmet Hoca’mız, terlik, yanmayan kefen paralarını ihtiyacı olan ümmete aktarıyordu.

Bu durumun farkında olan aziz milletimiz artık evlere sığamaz olmuştu. Başımıza musallat olan korona musibetine bile aldırmadan Taksim’e doğru bir sel olup oluk oluk aktı.

İktidarıyla muhalefetiyle  tüm partiler, ümmetin selameti için birlik, dayanışma mesajları verdiler.

Taksim’de toplanan dev kitle günle ilgili sloganlar attılar. Ayrıca Beyoğlu civarında buldukları, gördükleri Arap vatandaşlarımızı yeni yapılan Taksim Camisi karşısındaki büfelerin yanına götürüp dürüm ciğer ve yanında da şalgam suyu ikram ettiler. Dürümü iştahla yiyen Arap kardeşlerin sırtını sıvazlayarak, “Afiyet olsun. Siz bizim ciğerimizsiniz” dediler.

Karnını doyurup üstüne de şalgam suyu içen kardeşlerimizi, omuzlara alıp sloganlar eşliğinde meydanda gezdirdiler. Arap kardeşlerimizin mutluluğu gözlerindeki pırıltıdan belli oluyordu.

Bu arada istenmeyen küçücük bir iki olay da oldu.

Elde edilen başarıları kıskanıp huzursuzluk çıkarmak isteyenler olduğu gerçeğinin altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum.

Kitlenin içine sızmış bir provokatör, “Altı aydan beri işsizim. Açım, evime ekmek götüremiyorum. Benim gibi 10 milyon işsiz var. Biz dururken elin…”dedi. Söylediği son sözleri “yuuuh!” sesleri arasında anlaşılamadı. Millet o bozguncunun üstüne yürüyüp linç etmek isteyince araya polis girip provokatörü kurtarıp gözaltına aldı.

Tam ortalık duruldu derken bir başka bozguncu daha sahneye çıktı. Böyle adamları yetiştirip meydana kim salıyor çok merak ediyorum.

Bu kez sahne alan gençten biriydi. O da avazı çıktığı kadar bağırarak: “İki üniversite bitirdim. Dört dil biliyorum ama bir iş bulamıyorum. Açım, aç! Bu adamlara 80 milyar dolar para harcandı…” gibi laflar etti. İkincisi de lafını bitiremeden milletten bir güzel meydan dayağı yedi. Birinci heriften hıncını alamayan kitle, ikincisinde iyi bir stres attı. İkinci fitnebazı da polis aldı götürdü.

Gösteriler yaklaşık iki saat sürdü. Millet slogan attı, tekbir getirdi, sonra ise herhangi bir taşkınlık yapmadan sesizce dağıldı.

Akşam saat 19.00’da ajanslara düşen bir haber ümmetimizi sevinçlere boğdu.

Dünyada en çok ihale alan şirket sıralamasında ilk 10’a giren medar-ı iftiharımız şirketler; Limak, Cengiz, Kolin, Kalyon ve MNG inşaat şirketleri, ortak açıklama yaptılar. Yapılan açıklamada; “Bundan böyle Orta Doğu’da, Libya’da, Somali’de, Sudan’da, Tunus’da velhasıl Yeni Osmanlı’nın etki alanlarının tümünde alınacak ihalelerden elde edilecek parasal gelirler, İdlib’i yeni baştan kuran, yeni İdlipler kurmak için can atan bu hayır cemiyetlerine aktarılacaktır.  Bizim için Arap, Berberi, Afrikalı ümmet kardeşlerimizin mutluluğu ve refahı her şeyden daha değerlidir. Bütün varlığımız  bu kardeşlerimize armağan olsun.” denildi.

Yazar hakkında

Sumru Marmara

Yorum bırak

8  +  1  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.