Medya

Patlayan Lağım Kanalları ve Kiralık Kalemler

Fountain pen on a old paper with copy space close up image

Parayı verenler, düdükçüleri de seçerler.

Temmuz ayının en sıcak günlerini yaşıyoruz.

Kuraklığın ve sıcağın etkisiyle çıraya dönüşmüş otlar, tutuşarak veya tutuşturularak alev kasırgasına dönüşüveriyor.

Dünyanın birçok ülkesi gibi ülkemiz de orman yangınlarıyla boğuşuyor.

Orman yangınları gibi emekçilerin bütçeleri de alev alev yanıyor.

Bu yangın, Erdoğan kabinesinin çıkardığı bir yangın.

Saray, uyguladığı ekonomik ve siyasi politikalarının bedelini halka ödetiyor.

Her gün gelen zam ve vergi haberleri, gündemin ilk sırasını oluştursa da arada sırada farklı haberlere de tanık oluyoruz.

Bunlardan biri de çok tanıdığımız Rasim Ozan Kütahyalı ve Nagehan Alçı evliliğinin sona erme haberidir.

Verilen haberlere göre Nagehan Alçı, kocası Rasim Ozan’dan şiddet gördüğü gerekçesiyle 40 milyon lira tazminat ve 60 bin lira nafaka istemiş.

Zavallı(!) Nagehan Alçı, kocasından yıllarca psikolojik ve ekonomik şiddet görmüş.

Biz de Nagehan’ın katıldığı televizyon programlarında agresif tutumlarını, konuşmalarının nedenini çok merak edip duruyorduk. Meğerse zalim kocası, zavallı kızcağıza neler neler çektirmiş de haberimiz olmamış.

O zalim koca, köşe yazarlığına 2008 yılında Taraf gazetesinde başlamıştı.

Malum, Taraf gazetesi, Ahmet Altan’ın ve Fetullah Gülen’in operasyon gazetesiydi.

İki alçak birleşip Ergenekon operasyonlarıyla 2008’li yıllarda devlet içindeki eski rejimin unsurlarını temizlediler ve son kurumları kazmayla yıktılar.

Yıkım ekibinin kazmacısı zalim koca, elindeki kazmayla sütunları bir bir devirirken çığırtkanlık da yapıyordu.

“Şunu tutuklayın, bunları alın” diye sağa sola köşesinden talimatlar veriyordu.

Devir, onların devriydi.

Kazmacı Fetullah Gülen’e ve Tayyip Erdoğan’a övgüler düzüp duruyordu. 2012 çıktığı bir televizyon kanalında şöyle diyordu:

Ben Fetullah Gülen’in Türkiye’nin geleceğine çok yararlı bir insan olduğunu düşünüyorum. Ben Fetullah Gülen’i seven bir insanım. Fetullah Gülen’in küresel bir ufku olduğunu düşünüyorum. Tayyip Erdoğan’ın siyasi liderliğiyle Fetullah Gülen’in manevi önderliği arasında son derece paralel bir dünya görüyorum. İkisi de imparatorluk ufkuna sahip 2 büyük adamdır…

Elbette bu yağların, övgülerin her zaman bir karşılığı olmuştur.

Şimdi alınan ulufelerin bir kısmı, mahkeme salonlarında Nagehan Alçı’ya tazminat ve nafaka olarak verilecek.

Ülkenin sağ tarafında Rasim- Nagehan ikilisi gibi yüzlerce köşe yazarı var. Bu köşe yazarlarının kalemlerinden yağ damlıyor. Bu akıtılan yağların dolar yeşiline nasıl dönüştüğünü Allah ve bir de ulufeleri kapanlar bilir.

Ülkenin sol tarafına baktığımızda işler daha da karışık.

Bizler, bu akçeli işlerin daha çok sağ tarafta olduğunu bilir ve inanırdık. Meğerse bu kirli ilişkiler ve kiralık kalemler konusunda solun, sağdan kalır tarafının olmadığını gördük.

Şaşırdık mı?

Hayır!

Bizler yayın hayatına başladığımızdan bu yana CHP’nin çetelerce yönetildiğini söyleyip, yazıyoruz.

Türkiye’nin sol hareketi emperyalizm tarafından teslim alınmıştır.

Atatürkçü, milliyetçi, dinci çevreler de aynı durumdadır.

İşin içine kapitalizme, emperyalizme teslimiyet girince yolsuzluk ve çeteleşme, kiralık yazarlık kaçınılmazdır.

CHP yönetimi, Halk TV’ye akıttığı paraları kesti.

Halk TV’nin sahibi İngiliz Mahir de, parti genel merkezinin 100-150 bin lira aylıkla yandaş gazeteci kiraladığını söylüyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, “Basında kiralık yazı yazanları açıklarsam rezil olurlar.” diyerek bazılarına mesaj gönderiyor.

Ayrıca, “Geçmişi temiz, bagajı olmayan birini bulduğum gün, görevi ona teslim edeceğim.” diyerek bir bütün partiyi suçluyor ama kimseden bir ses çıkmıyor.

Herkes, kendi vicdanında lekeli olarak particilik, devrimcilik yapıyor demek ki.

Hizipler, gruplar arasındaki rekabet şiddetlendikçe kulaklarımız, gözlerimiz daha birçok yolsuzluğa tanık olacak.

Yıllardır Halk TV, KRT, TELE1, SZC TV kanallarında her gece evimize konuk ettiğimiz ve devrimci bildiğimiz bir sürü adamın ve kadının aslında Rasim- Nagehan ikilisinden bir farklarının olmadığına tanık olacağız. Şimdi bu kurduğum son cümleyi fazla saldırgan ve abartılı bulanlar olabilir.

Rasim -Nagehan ikilisi devleti ele geçirmiş bir iktidara, kalemlerini kiralamışlardı.

Ana muhalefet partisi, belediyeleriyle, belediyelere bağlı şirketleriyle, partinin parasal gücüyle devlete benzer bir yapısı vardır.

Orada da akçeli işler yapılır.

Birileri makamlara getirilir.

Yağcıların da görevi onları övmek ve laikçi teyzelere şirin göstermek.

Şimdiye kadar bu hep böyle yapılageldi.

Bu kanallar eliyle CHP kitlesi her şeye alıştırıldı.

Bu kanallar eliyle CHP’li seçmen, HDP’lileştirildi.

Ben iddia ediyorum; Selahattin Demirtaş CHP üyesi olup Genel Başkanlığa adaylığını koysa, tüm adaylardan daha fazla oy ve destek alır.

Bu ülkede en büyük operasyon CHP kitlesine karşı yapıldı.

Yukarıda adlarını verdiğim kanallarda her akşam yorum yapan kiralık kalemler eliyle insanlar dönüştürüldü.

Mankurtlaşmış bu kitleler, toz duman içinde yolunu kaybetmiş, onları uçuruma götüren kavalcıların peşine takılmış, gidiyorlar.

Kılıçdaroğlu ve ekibi, uluslararası sistemin bir operasyonu ile CHP başına getirildi. Yirmi yıldır tek görevleri Erdoğan iktidarına yol açmak. Bu görevlerini başarıyla yerine getirdiler. Genel Merkeze muhalif olarak ortaya çıkanlar aynı ortamda yıllardır bulunan ve ülke sorunlarını aynı Genel Merkez gibi ele alanlardan oluşuyor.

Yapılan bir araştırmada,“İstanbul Belediye Başkanlığı’nda Ekrem İmamoğlu aday olmaza CHP’yi kim temsil etmelidir?” sorusuna CHP’li seçmen Mustafa Sarıgül demiş.

Mustafa Sarıgül’ün kim olduğunu anlatmaya gerek yok!

Kuzuyu aç kurda teslim et ve git!

CHP’li kitle şaşkın ve ne yaptığını bilmez bir haldedir.

Aynı, yoksulluğun dibinde yaşayıp Erdoğan’ın yaptığı zamları savunan AKP’li seçmen gibidir.

AKP’li seçmen yandaş basının eseridir.

CHP’li seçmen de fondaş basının eseridir.

Partiden önce CHP kitlesi, düşünsel olarak 20 yıldır uğradığı zihinsel kirlilikten arınmalıdır. Bu iş, parti yöneticileri ve var olan muhalif kanallar eliyle olamaz.

CHP içindeki çeteler savaşından da halka yararlı bir sonuç çıkmaz.

Yazar hakkında

Yağmur Bayraktar

Yorum bırak

  +  57  =  64

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.