ÖZET:
Dünya üç-beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir:
Hayır var sana kötü demelerinde.
Ömer Hayyam
Yıl; 2024…
Kasım’ın 14’ü…
Atatürk’ün ölümünün üstünden tam 86 yıl, 4 gün geçmiş.
Saatler 20:30’u gösterirken HalkTV’de bir araya gelen adamlar, ülke sorunlarını tartışıyorlar.
Kimler yok ki stüdyoda; program yöneticisi Kürşat Oğuz, gazeteci BarışTerkoğlu, gazeteci İsmail Saymaz ve programa dışarıdan bağlanan eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik.
Hüseyin Çelik’i tanırsınız, AKPli, Fetöcü ve Kürtçü…

Hayatını, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e düşmanlıkla geçirmiş olan bir gerici.
Ergenekon operasyonları ve Bakanlık yaptığı döneminde söyledikleri ortada dururken böyle bir adamı ne diye halkçı, devrimci, Atatürkçü(!) bir kanala çıkarıyorlar?
Ne söyleyeceği baştan bilinmiyor mu?
Bilinir.
Bence bile bile çıkarıyorlar ekrana.

Adam, mikrofonu eline aldıktan sonra başlıyor atışa: “Atatürk ve İsmet Paşa partili cumhurbaşkanı değil miydi?’ diyorlar. Biz bunu yıllardır eleştirmedik mi? Atatürk’ün de partili cumhurbaşkanı olması akla ziyan bir şeydi. İsmet Paşa’nın da öyleydi. Doğru değildi. Sizinki de doğru değil! Bizimkiler Atatürk’ün arkasına sığınarak partili cumhurbaşkanlığını savunuyor. Yıllar yılı ‘Bunlar diktatör’ demedik mi? Bunu yapmayın.”
Adam konuşuyor da konuşuyor.
İçinde Cumhuriyet’e dair ne biriktirmişse ortalık yere kusuyor.
Program yöneticisi Kürşat Oğuz susuyor.
Gazeteci Barış Terkoğlu susuyor.
Gazeteci İsmail Saymaz susuyor.
Cumhuriyet düşmanı konuşuyor.
İsmail Saymaz’ın, Barış Terkoğlu’nun ağzından “Hayır! Öyle değil, böyle” gibi bir cümle çıkmıyor.
Lâl olmuşlar, sadece dinliyorlar.
Susmak, kabullenmektir.
Susmak, onaylamaktır.
Yıl 2025
Nisan’ın 7’si…
Yer; Sözcü TV
Program; Başkent Kulisleri…
Katılımcılar, son ayların popüler konusu olan Kürt Açılımı (süreci)tartışıyorlar.
Konu açılım olur da Vanlı, Fetöcü Hüseyin Çelik’siz olur mu?
Olmaz tabii ki…
Kambersiz düğün olmadığı gibi solcu kanallarda da Hüseyin Çelik’siz program olmaz.
Konu açılım olunca adam yine başlıyor Cumhuriyet’e saydırmaya.
… Özür dilerim ama bizim devletin ırkçı bir yaklaşımı var. Bu ırkçı damar kuruluştan beri devam ediyor, kimse kendini aldatmasın! Türkiye bir kere nereden olursa olsun Kürtlerin herhangi bir statü kazanmasına karşı çıkan tavrını doğru bulmuyorum…
Bütün Fetöcülere, dincilere, Kürtlere ve liboş solculara göre Türkler, Anadolu’da modern bir ulus devlet kurmakla hata yaptılar.
Onlar ‘Cumhuriyet kurulurken daha baştan yanlış kuruldu.’ diyorlar.
Kim söylüyor bunları?
Mehmet Altan, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Oya Baydar, DEM şürekası ve Abdullah Öcalan gibiler…
Yurt dışından Paul Henze, Graham Fuller, Daniel Pipes gibi CIA’nın ünlü elemanları İngilizlerin Chatham House gibi düşünce kuruluşları…
Hüseyin Çelik’in mantığı ile hareket edecek olursak Almanya’yı, Fransa’yı, İtalya’yı, Yunanistan’ı ulus devlet kurdukları ve “tekçi” oldukları için ırkçı ilan etmemiz gerekir.
Hayır! Onların Almanya, Fransa, İtalya, ABD, Yunanistan gibi ülkelerler bir dertleri yok!
Bütün dertleri, Türklerle, Atatürk’le ve Cumhuriyetle…
İsteyen okuyucu, Hüseyin Çelik’in zırvalarını aşağıdaki videoda dinleyebilir.
Hakkında kesinleşmiş hapis cezası olan ve bu yüzden Yunanistan’a kaçıp oradan Hüseyin Çelik gibi Cumhuriyet’e küfür eden Sevan Nişanyan, son günlerde Atatürkçülerle ilgili olarak “ Hepsi beş para etmez. Atatürkçü bir insanın dürüst ve hoşgörülü olduğuna, karşısındakine saygılı olduğuna hiç tanık olmadım bugüne kadar.” diyerek Hüseyin Çelik’in kervanına katıldı.

İyi etmiş.
Tam meşrebine göre davranmış.
Atatürkçülerle ilgili olarak övgü dolu cümleler kursaydı üzülür ‘Nerede hata yaptık?’diye kendi kendimi yerdim.
Cumhuriyetin mezarının kazılmaya çalışıldığı bugünlerde, sağlı sollu Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saldırılar iyice arttı.
Ülkemizin, Suriye gibi federal bir sistemle parçalanmaya çalışıldığı bugünlerde çağdaş uygarlıktan, ulus devletten, laik, demokratik bir yaşamdan yana olanlar olarak saflarımızı sıklaştırmanın zamanı gelmedi mi dostlar?