Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, katıldığı bir televizyon programında son zamanlarda işleneceği öne sürülen siyasi cinayetler konusundaki düşüncelerini açıklarken Türkiye’ye komplo kurulmaya çalışıldığını ve Kılıçdaroğlu’nu cezalandırmakla bir yere varılamayacağını söyleyerek konuşmasına şöyle devam etmiş.
Çin’de yapılan MENA Konferansı’na, İran’da yapılan İslami Uyanış Konferansı’na bir tek Vatan Partisi çağırıldı. Biz de merkeze Doğu Akdeniz’i koyduk ve onu anlattık.
AK Parti statükosunu değiştirmesi lazım. Bir koalisyon hükümeti kurması lazım. MHP’den de doğru eleştiriler var. AK Parti MHP ve Vatan Partisi’nin birlikte Türkiye’yi yönetmesi lazım.
Partisi küçük ama hayalleri büyük olan Perinçek’in karşılıksız AK Parti aşkı yüzünden gazetesi Aydınlık neredeyse kapanma noktasına geldi.
Günlük olarak basıldığında 50 – 60 bin sayısını yakalayan Aydınlık, AKP destekçiliği yüzünden ve kendi taraftarlarını da ikna edemediğinden dolayı olsa gerek günlük tirajı 1700’e kadar düştü.
Anlaşılan Vatan Partisi taraftarlarının izlenen politik yola karşı bir inançları kalmamış.
Çin’de ve İran’da yapılan toplantılara Türkiye’den “bir tek Vatan Partisi” çağrılmış.
Ya kim çağrılacaktı?
Türkiye’de Çin mandacılığını savunan, İran’da Mollaların politikalarını destekleyen Vatan Partisi’nden başka parti mi var?
Geçtiğimiz günler içinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama etkinlikleri kapsamında Türkiye Gençlik Birliği (TGB), eski Meclis’in önünden başlayarak Anıtkabir’e yürüme kararı aldı ve bayram günü bu kararını uyguladı.
Yürüyüş öncesi eylem duyuruları, Aydınlık’ın internet sayfasında yer aldı.
Bayramdan iki gün önce TGB, kortejin en önünde yürümesi için Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulundu.
Nasıl olduysa oldu, bu çağrı sayfadan jet hızıyla silindi.
Neden silindi?
Çağrı, parti yetkililerince çok abartılı, saçma olarak mı değerlendirilmişti?
Ya da Parti taraftarları, “Türk Gençliği, Ata’nın huzuruna Tayip’in arkasına takılmış olarak mı gidecek? Yeter artık!” diye ses mi yükselttiler?
Bilemiyoruz.
Tayyip Erdoğan, G-20 Toplantısı sonrası yurda dönerken uçakta gazetecilere bazı açıklamalarda bulunmuştu.
Tayyip Bey’in konuşma içeriği Doğu Perinçek’i çok rahatsız etmiş.
TVNET’te katıldığı programda Erdoğan’a verdi veriştirdi.
Türkiye 2014-2015 yıllarından bu yana Amerika’yla sorunlarını silahla çözüyor. Bu en büyük gerçeğidir Türkiye’nin. Sayın Cumhurbaşkanının Roma dönüşü gazetecilere, ‘Libya’da, Doğu Akdeniz’de Amerika’yla işbirliğini güçlendireceğiz.’ demesini hayretle karşıladım, bu çok yanlış. Doğu Akdeniz’de hangi iş birliğini güçlendireceğiz? Amerika açıkça Yunanistan’ın yanında. Karadeniz’den, Akdeniz’den Türkiye’yi kuşatan bir Amerika var. Namluların hepsi Türkiye’ye dönük. Dedeağaç’a bu kadar ciddi bir yığınak yapılıyorsa o silahlar patlar. O silahlar oraya yığılacak ve patlamadan orada paslanacak, böyle bir ihtimal yok.
dedi.
Doğu Perinçek’in AKP’ye olan aşkı bir türlü karşılık bulmuyor.
Ne koalisyon kurma, ne de Anıtkabir’e giderken önderlik etme tekliflerine Külliye’den olumlu bir yanıt gelmiyor.
Sanki, ‘Perinçek’e inat olsun’ der gibi Amerika’yla dostluk mesajları verilip ortaklıklar kuruluyor.
Bu durumu gören Perinçek kahroluyor.
Doğu Bey, Tayyip Bey’i elinden tutup Şanghay’a götüremediğinden dolayı çok üzülüyor.
Yıllardır tüm çabaları başarısızlıkla sonuçlanıyor.
Bunca yılın politikacısı olan Perinçek’e akıl vermek bize düşmez ama bizim de az çok mürekkep yalayıp, siyaset masasında dirsek çürütmüşlüğümüz vardır.
Bildiğiniz gibi Tayyip Bey parayı çok sever.
“Kim sevmez ki?” diye hemen karşı bir soruyla yanıt verilebilir.
Ama bugün durum farklı…
Tayyip Bey’in ekonominin bozulan çarklarını çevirebilmesi ve yakında olacak seçimi kazanabilmesi için çok paraya ihtiyacı var.
Bu yüzden diyorum ki…
Doğu Bey!
Sizin hiç eskimeyen, ta Mao’dan beri süregelen bir Çin taraftarlığınız var.
Çinliler de bu sadık dostluğunuza güvenerek yaptıkları her toplantıya sizi davet ediyorlar.
Yapılacak ilk toplantıda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in eğilerek kulağına, “Yoldaş Şi, Bizim Tayyip Bey beni hiç dinlemiyor. Dediklerimin hiç birini yerine getirmiyor. Bu duruma ben çok üzülüyorum. Hani, siz şöyle 50- 100 milyar dolar kadar parayı Tayyip Bey’e borç olarak verseniz ve Tayyip Bey’e de, ‘Bu parayı Doğu Perinçek’in gül hatırına veriyorum. O söylemeseydi asla vermezdim.’derseniz Türkiye’de durum çok çabuk değişir. Tayyip Bey, sizin müttefikiniz olur, hem siz kazanırsınız hem ben kazanırım. Türkiye’de ben de hükümete girerim bakarsınız.” deyin.
Tayyip Bey’in her fırsatta söylediği “kazan- kazan” diye bir sloganı var bilirsiniz.
Benim önerdiğim yolda Çin, Tayyip Bey ve Doğu Perinçek kazanıyor.
“Türk halkı bu alışverişte ne kazanacak?” diye bir soru soranlar olursa ben de onlara, Türkiye, ABD ilişkisinden ne kazanıldıysa Türkiye- Çin ilişkisinden de o kazanılacak derim.
