Haberler

HÜDA – PAR’ın HDP’den farkı

Her ikisi de Kürt partisidir.

Sözcü gazetesi manşetinde, “Hizbullah destekçisi Hüda-Par’ın istekleri yenilir yutulur değil” demiş.

Altta da vermek istediği mesajı şu cümlelerle ifade etmiş:

İşte bu parti Cumhur İttifakı’na destek verecek! Seçimde Erdoğan’a destek kararı alan ve resmi teklif bekleyen Hüda-Par’ın ırkçı, bölücü ve şeriat yanlısı istekleri var. Bakalım MHP bunlara ne diyecek?

MHP’yi kızdıracak” istek ve önerileri alt alta sıralamış.

  • Kürtçe, Türkçe ile birlikte resmi dil olmalı.
  • Andımız” ve “Ne mutlu Türk’üm Diyene” gibi sözler her yerden silinip kaldırılmalı.
  • Bir Türk dünyaya bedeldir” söylemi bitmeli.
  • Zorunlu karma eğitimden vazgeçilmeli.
  • Şeyh Sait için devlet özür dilemeli…

Gazetenin sol tarafında da Elazığ stadından Atatürk adının silindiği haberi var. Sözcü gazetesi, işi sulandırarak Hüda-Par’ı kabul edilebilir noktalara çekmeye çalışmış. Hüda-Par’ın asıl isteklerini Aydınlık gazetesi şöyle sıralamış:

  • Türk milleti kaldırılmalı
  • Anayasanın ilk dört maddesi değişmeli
  • Özerk ve bölgesel yönetimler kurulmalı
  • Anadilde eğitim hakkı tanınmalı
  • Zorunlu askerlik kaldırılmalı
  • Koruculuk sistemi tasfiye edilmeli
  • Kayyumlara son verilmeli
  • Dersim” ve “Şeyh Sait” için özür dilenmeli

Hizbullah’ın legal örgütü, Hüda-Par’dır. PKK’nın legal örgütü de HDP’dir. Sözcü ve Aydınlık gazetelerinin sıraladığı Hüd-Par’ın taleplerinin tümünü, HDP de savunuyor.

Hüda-Par, Müslüman görünümlü bir parti…

HDP ise sol görünümlü bir parti…

Her ikisi de emperyalizmin ve siyonizmin hizmetini gören partilerdir. Bu yüzden de emperyalizmin bu bölgeye yönelik olarak istediği talepleri programlarına yazıp savunuyorlar.

CHP sözcüsü Faik Öztrak düzenlediği basın toplantısında Cumhur İttifakı’nı, “Gafar Okanların katilleriyle ittifak yaptığı için eleştiriyor. Hizbullah’ın cinayetlerini bir bir sıralayarak “Şimdi buna MHP ne diyecek?” diye soruyor. Aynı soruyu konuşmasında Özgür Özel de soruyor. Aynı soruyu Sözcü gazetesi de soruyor. Yukarıda yer alan HÜDA-PAR’ın ve HDP’nin dile getirdiği talepler yalnız başına MHP’nin mi sorunudur? Atatürk’e, Cumhuriyete, Türk Devrimine saldıranlara karşı CHP’nin diyecek bir sözü yok mudur? CHP, Atatürk’ü, Cumhuriyeti savunmayı MHP’ye mi emanet etti? Bu can alıcı konularda CHPli yöneticiler konuşmamayı tercih ediyorlar. Futbol deyimiyle topu orta sahada çevirip sonra taca atıyorlar.

Sözcü gazetesi, Hüda-Par’ın isteklerini “ırkçı ve bölücü” talepler olarak nitelemiş. Aynı talepleri HDP dile getirince nasıl oluyor da bu ırkçı, bölücü talepler, birdenbire demokratik taleplere dönüşüveriyor aklım almıyor doğrusu.

Çok yakında Kemal Kılıçdaroğlu, HDP yetkilileriyle görüşecek. HDP yetkilileri yıllardır, “İlkeler, ilkeler, önce ilkelerde anlaşalım, seçimlerde destek kolay” deyip duruyorlar. HDP’nin “ilke” dediği şey, yukarıda yer alan istekleridir.

Kılıçdaroğlu, HDP’nin dile getirdiği emperyalizmin talepleri konusunda ne diyecek?

Hemen gözümün önünde şöyle bir sahne canlanıverdi.

Yer, HDP Genel Merkezi…

Kılıçdaroğlu ile HDP yetkilileri ülke gündemi ve seçimler hakkında konuşuyorlar.

Mithat Sancar’ın sıraladığı istekleri dinledikten sonra Kılıçdaroğlu,“Ben Kemal!, Kuvayi Milliyeci Kemal! Benden ne hakla böyle cumhuriyet karşıtı isteklerde bulunabilirsin! Sen beni hiç tanıyamamışsın! Ben Atatürk’ün partisinde Genel Başkanlık yapmış ve Atatürk’ün koltuğunda oturmuş birisiyim. Bu talepleri kendime ve millete hakaret sayarım” diyerek yerinden kalkıp orayı terk eder.

Böyle bir sahnenin gerçekleşme şansı, milyarda bir bile olsa yoktur.

O zaman geriye ikinci seçenek kalıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, Pervin Buldan’ın konuşmasını dinledikten sonra kahvesinden bir yudum alarak, “Pervin Hanım bildiğiniz gibi demokrasi ve özgürlükler konusunda aynı şeyleri istiyor ve savunuyoruz. Dile getirdiğiniz taleplerin gerçekleşmesi işini biraz zamana yaymakta fayda vardır. Ulusalcı tabanı ürkütmeden ve onları ikna ederek yol almalıyız. Hele bir seçimi alalım gerisi kolay! Ben Dersimli Kemal! Sizden oy ve destek istiyorum, uygulama işi benden.”

Böyle bir konuşmanın olma şansı ise %99,99’dur.

Halep ordaysa arşın da burdadır.

Kılıçdaroğlu kazanırsa yaşayarak göreceğiz.

Yazar hakkında

Candan Yılmaz

Yorum bırak

96  −  88  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.