Genel

Siyasilerin Lafları ve Gafları

Çok lâf, gafsız olmaz.

SÜLEYMAN DEMİREL

Türkiye’de çok uzun yıllar yöneticilik yapmış politikacılardan biridir. Aynı zamanda, “Çoban Sülü, İslamköy’lü Sülo, Morrison Sülü, Barajlar Kralı, Türkiye’nin Mimarı, Baba Sülo” gibi daha birçok lâkabın da sahibidir. “Şapkamı gaptırmam”, “ Yürümekle yollar aşınmaz”, “Benzin vardı da biz mi içtik?” gibi sözleri günlük konuşma diline girmiştir. Mizahçılara bol malzeme verirdi. Şimdiki burnundan kıl aldırmayan, egosu şişkin politikacılara kıyasla karikatüristlere karşı hoşgörülüydü.Onun siyasi tarihe geçmiş bazı sözlerinden bir seçki yaptım. Şöyle diyordu Demirel:

  • Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.
  • Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl de değildir.
  • Memleket meseleleri bir parkta oturarak halledilseydi, çok büyük bir park yaptırır hep beraber içinde otururduk.
  • Bizim yabancı ülkelere olan borçlarımız, onların nezdinde ki itibarımızı gösterir. Biz itibarlı birileri olmasak bize hiç borç para verirler mi?
  • Türkeş Türk çocuğu, Ecevit halk çocuğu, Erbakan Müslüman çocuğu, biz o…çocuğu muyuz?
  • Bize plan değil, pilav lazım.
  • Köylünün gazını, tuzunu, bezini eksik etmeyeceksin.
  • Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.
  • Dün, dündür; bugün bugündür.
  • Meseleleri mesele etmezseniz, ortada mesele kalmaz.
  • Bulut buluttur, akı da buluttur garası da, binaaneleyh, üzerinde gonuşmaya değmez.
  • Türkiye’nin altı çürüktür, Türkiye’nin altı çürük diye bırakıp gidecek değiliz, bununla yaşamasını öğreneceğiz. (17 Ağustos Depremi ile ilgili olarak…)

TANSU ÇİLLER:

İstanbul doğumlu olup çeşitli okulları bitirdikten sonra 1983’te ekonomi profesörü olmuştur. 1990 yılında DYP’ye girip Süleyman Demirel’le birlikte çalışmıştır. Refah-Doğru Yol Hükümetinde Başbakanlık yapmıştır. Devlet yöneticileri içinde en Amerikancı olanların başında gelir. Hem Türk vatandaşı, hemde ABD vatandaşıdır. İngilizce’yi Türkçe’den daha iyi bildiğinden konuşurken bazı kelimeleri söylemekte çok zorlanır. Deyimleri, Türkçe’nin inceliklerini iyi bilmediğinden konuşurken komik duruma düşer. “ Bacı” lakabını kullanırdı. Bakalım “bacımız” ne söylemiş?

  • Allah’ı size emanet ediyorum.
  • Mubarek kurban şeker bayramınız kutlu olsun
    Bu bacınız Trabzon’u Akdeniz’in incisi yapacak. (Trabzon mitinginde…)
  • Gökberk kitabeleri… (Göktürk Kitabeleri demek isterken…)
  • Merhaba Asker! (Zabıtayı selamlarken..)
  • Hükümeti eleştirirken; “ Kuran Kurslarını kapattılar” yerine, “ Ezan kurslarını kapattılar” der.
  • Halktan kimsenin burnu kanamamıştır ve ölenler de çıkan yangından boğularak ölmüşlerdir. (Sivas Katliamı’nda Madımak Oteli’nin yakılması sonrası açıklamada bulunurken…)
  • Halka yönelik konuşma yaparken, Çiller: Kıratın yemini verecek misiniz? (Halktan oy istiyor.) Vatandaşlar: “Tabii vereceğiz.” Tansu Çiller: “Biz de sizin yeminizi vereceğiz.”
  • Meclis kürsüsünden Mesut Yılmaz’ı eleştirirken, “Mesut Yılmaz istikrarsızdır” demek isterken; “Mesut Yılmaz iktidarsızdır” deyince Mesut Yılmaz dahil bütün milletvekilleri gülmekten kırılmışlardır.
  • Erzurum’da miting yapan Çiller, konuşurken kalabalıktan biri yüksek bir sesle: “ Bıdığını yirim gız senin” diye bağırır. Bu sözü duyan Çiller, yanında duran Parti İl Başkanına dönerek; “ Bıdık ne demek?” diye sorar. O durumda kelimenin anlamını açıklayamayacağını düşünen İl Başkanı; “ ciğer” diye cevaplar. Bunun üzerine Çiller: “ Bacınızın bıdığı sizlere feda olsun” diye mikrofondan bağırarak konuşur. Not: Erzurum’da yöresel dilde “ Bıdık” kadın cinsel organıdır.

Yazar hakkında

Yağmur Bayraktar

Yorum bırak

28  −  25  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.