Sanat

Tut! Şunun Ucunu, Döşeyelim Abi!

Boru döşeyerek sanat da yapılır abi.

Bazı reklamlar vardır ki hiç unutulmaz.

Yukarıdaki başlığa adını veren reklam, söylenen şarkısıyla zihinlerimizde yer etmişti.

Bir inşaatın bilmem kaçıncı karında çalışan usta, yanında çalışan işçilere, “Tut! Şunun ucunu, döşeyelim abi!” dediğinde çalışanlar plastik boruyu uzatıyorlardı. Görüntü karesinde 10-12 yaşlarında çocuklar da vardı.

Reklam, günlük konuşmalarda ve argoda hak ettiği yeri aldı.

Reklam kendi başına başarılıydı ama Çalışma Bakanlığı, reklamda çocukların çalıştırılmasını gerekçe göstererek firmaya o zamanlar epey yüklü bir ceza kesmişti.

Atölyelerde sağlıksız koşullarda çalışan yüz binlerce çocuğun gerçeği ortada dururken bir reklamdan dolayı firmaya ceza kesilmesi çok komikti.

“Eee, ne var bunda? Bu sıkıntılı günlerde bizi ne ilgilendirir böyle konular?” diyebilirsiniz.

Demekle de haklı olabilirsiniz ama biraz sabrettiğinizde bana hak vereceğinize yürekten inanıyorum.

Konunun anlaşılabilmesi için reklam filminden hızlıca futbola geçelim.

2023 – 2024 futbol sezonu için, Türkiye Futbol Federasyonu ile trendyol firması anlaştı. Anlaşmaya göre trendyol, Türkiye Futbol Federasyonu’na 700 milyon lira ödeyecek. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Bir Türk firması olan trendyol’un verdiği bu para, Türk futboluna hizmet edecek.” dedi. Trendyol Grubu Başkanı Çağlayan Çetin, “Türk futboluna hizmet ettiğimiz için çok mutluyuz.” dedi.

Federasyon Türk…

Trendyol Türk…

Ödenen para dolar değil, öz ve öz Türk Lirası…

Bu kadar “Türk” olunca içime bir kurt düştü.

Araştırmaya başladım.

Bizim “Atatürkçü” olan kulüplerimiz Fenerbahçe ve Galatasaray, Cumhuriyetin 100. yılında “Süper Kupa” maçını, Suudi Arabistan’da oynayacaklar.

Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarları bu konuda çok dertliler. Maçın, Türkiye’de oynanmasını istiyorlar.

Kulüp yöneticileri iş adamları olduklarından dolayı, olaya sadece para olarak bakıyorlar. TFF Başkanı, taraftarı ikna etmek için, “Ne var canım! Suudiler de bizim kardeşimiz.” dedi.

Yeni Osmanlı anlayışıyla Suudi Araplar, birdenbire kardeşimiz oluverdi.

Araplar, anadan kardeş olunca bir de şu Türk firması olan trendyol’a bir bakayım dedim.

Hay bakmaz olaydım.

Meğerse trendyol da bir Çin firmasıymış.

Şirketin yüzde 86,5’i Çinli alışveriş platformu Alibaba’ya, kalan yüzde 6,86’sı Demet Mutlu’ya, yüzde 5,55’i Evren Üçok’a, yüzde 0,78’i Begüm Tekin’e, yüzde 0,21’i Zeki Güçlü Kaya’ya ait.

Futbol Federasyonu Başkanı, Arapçı…

Futbol Ligi Sponsoru, Çinli…

Kulüplerde oynayan futbolcuların ezici çoğunluğu, yabancı…

Kulüplerin başında fırıldak burjuvalar…

İşte bu ortamda İstanbul’da bir futbol – sanat etkinliği gerçekleşti.

Beşiktaş İskele Meydanı’na; yüksekliği 4, kanat açıklığı 6 metre olan bir kartal heykeli yerleştirildi.

Bu sanat heykelini, Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümü Başkanı olan Bülent Çınar yaptı.

Heykel alanını da İstanbul Belediye Başkanlığı bu amaç için tahsis etti.

Bu eşsiz sanat eseri, törenle açıldı.

Heykel, çelik boruların yanana eklenmesiyle oluşturulmuştu.

Heykeli gören Beşiktaşlı taraftar, “ Heykeli sanayideki ustaya mı yaptırdılar?” diyerek tepki gösterdi.

Herhangi bir sanat eğitimi almamış, yolu müzeden geçmemiş, ruhu sanatla incelmemiş vatandaş, sanattan manattan ne anlardı?

Boruyu sadece sanayide, fabrikada gören vatandaşımızın aklı, ancak boruyla usta arasında bir bağ kurabilirdi.

Ki öyle oldu…

Oysa Heykel Bölümü Başkanı Bülent Çınar hocamız, soğuk olan borularla sanatsal düzeyde sıcak bir ilişki kurmuştu.

İşte onu; eğitimsiz, sanat yoksunu milyonlarca insandan farklı kılan özelliği de buydu.

Bu farklılık, onu üniversitede Bölüm Başkanlığına taşımıştı. Aşağıdaki fotoğrafta “Ses Katedrali” adını verdiği yapıtıyla Bülent Çınar’ı görüyorsunuz.

Çağdaş sanatçımız,Ses Katedrali’ni şöyle tanımlıyor:

Bu heykel, her zaman kendinden daha kıymetli bir objeyi öne çıkartıyor. İstanbul’da meydanlara gerektikleri kadar önem vermiyoruz, ihmal ediyoruz. Umarım deniz ya da kültürel miraslarımızdan birini işaret edebileceği en iyi noktaya konumlanır. İstanbul’un bitmeyen kuru rüzgarları bir tesadüftür ki; bir vakit uygun bir nota arar, o zaman ney vari üfleyerek heykele, bu şehre tapanları mest eder.

Aşağıda yer alan bir başka yapıtı da çelik borularla yaratılmış.

Sanatçımız Bülent Çınar, yapıtlarında metali kullanmayı ve onlardan yapıtlar üretmeyi çok seviyor. Kartal heykeli de onlardan biri.

Çelik borulardan yapılmış.

Alanların ihmal edilmesinden yakınan sanatçımızın imdadına BJK Kulübü ve İBB Yöneticileri yetişerek Beşiktaş İskele Meydanını, Kartal heykeliyle doldurarak, yetiştiler. Çelik borulardan yaratılmış Katedral Heykeli, esen İstanbul rüzgarlarının boru içinden geçerken çıkardığı melodilerle İstanbulluları mest ediyordu.

İstanbullular, Çağdaş sanatçımızın çelik borulardan yarattığı ikinci bir “ney vari” yapıta da kavuştular. Yaşayanlar, geçenler bilir. Beşiktaş İskele Meydanı’nın rüzgarı hiç eksik olmaz. Hele hele lodos estiğinde şemsiyesi, şapkası olanlar, etek giymiş kadınlar bu rüzgarın onlara ne azizlik ettiğini gayet yakından bilirler.

Şimdi bu azizliklere sanatçımız sayesinde bir yenisi daha eklendi.

Güneyden esen kuvvetli lodos, Beşiktaş İskele Meydanı’nda Boğaz’a karşı kanatlarını açmış Kartal heykelinin uygun yerlerinden geçerken çıkardığı seslerle Beşiktaşlı taraftarlar, sanatçımızın deyişiyle “mest” olacaklar.

4 metreye 6 metre boyutunda olan bu eser için Çağdaş sanatçımız Bülent Çınar’ın, ne kadar ücret aldığını bilemiyoruz.

Sizin ne düşündüğünüzü bilmem ama bu heykeli gördüğümde bana Anadolu’da kent meydanlarına dikilen; ibrik, bardak, karpuz gibi heykelleri hatırlattı. Sonuçta onlar da çeşitli malzemeler kullanılarak yapılmış ve o yörenin bir özelliğini yansıtıyorlar.

Mimar Sinan Üniversitesi’nin Heykel Bölümü Başkanı olmak; eserini banallıktan, kitsch olmaktan kurtarmaya yeter mi?

Bence tartışılmaya değer bir konudur.

Her şeyin sıradanlaşıp, aynılaştığı bir zamanda toplumsal ilişkiler de, kurumlar da, yozlaşarak birbirlerini üretiyorlar. Özgünlük adına, sanat adına ortaya çıkanlarda bu kervana katılarak vasatlaşıyorlar. Sırtına Çağdaş Sanat” sloganlı tişörtü giymiş bir sanatçı(!), sanat adına küresel sisteme eklemlenerek ancak bu kadar özgün bir yapıt üretebilir.

Yolu Beşiktaş İskele Meydanı’ndan geçenlere, Beşiktaş taraftarlarına ve İstanbullulara Kartal Heykeli hayırlı olsun.

Yazar hakkında

Candan Yılmaz

Yorum bırak

12  ⁄  12  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.